Page 5 - website
P. 5
Hacettepe Üniversitesi Atatürk’ün inancına göre, kendine ait sanatı, ya da sanatçıları olma-
Güzel Sanatlar Fakültesi yan bir milletin ayakta kalması söz konusu bile edilemezdi. Bu ne-
denle de sanata çok önem veren bu büyük önderin düşüncelerine
Sloganı “Barış için Sanat” olan 9. Macsabal Sempozyumu’nda ko- uygun olarak, 1982 yılında yeni Üniversite Yasası ile Ankara’daki ilk
nuşma yapmak üzere beni davet ederek onurlandıran Sempozyum Güzel Sanatlar Fakültesini kurma görevi Hacettepe Üniversitesi’ ne
Düzenleme Kuruluna çok teşekkür ederim. Dünya çapında terör ve verilmiş, ben de kurucu dekan olarak atanmıştım. Çok zorlu, ama
şiddet olaylarının ve savaşların yaşandığı günümüzde bundan daha aynı oranda da onurlu bir görev beni bekliyordu.
iyi bir slogan olamayacağı kanısındayım. Bu tür toplantılar din, milli-
yet ve kişisel değerler ötesinde dünyanın değişik ülkelerinden kişileri Fakülteyi kurmak için alana ve öğrencileri yetiştirecek öğretim kad-
bir araya getirerek, birlikte yaşamayı, karşılıklı etkileşimi ve yaratıcılı- rosuna gerek vardı. Ankara’da bu kadroyu oluşturabilmek için. 1932
ğı paylaşmayı sağlayarak oluşturacakları hoşgörü, saygı, iş ortaklığı, yılında kurulan Gazi Eğitim Enstitüsü tek kaynağımızdı. Şansımız, ens-
arkadaşlık ve diyalog kültürü ile dünya barışına giden yolu hazırla- titüde devlet bursu ile değişik Avrupa ülkelerinde farklı sanat dalla-
yabilirler. Ayrıca bu tür toplantıların, gelecekte olumsuzlukların esiri rında eğitim görmüş, sanatçı öğretmenlerin görev yapıyor olmasıydı.
olmak istemeyen gençlere yeni umutlar ve olanaklar sunduğuna da Neyse ki Fakülteye davet ettiğimiz değerli hocalar Resim, Heykel ve
inanıyorum. Grafik Bölümlerini kurmak üzere bize katıldılar. Ancak Enstitüde se-
Böylesine başarılı bir Sempozyum düzenleyen Seramik Bölümünün ramik programı yoktu. O tarihte tüm seramik sanatçıları Istanbul’da
mensuplarıyla gurur duyduğumu da dile getirmek isterim. Hacet- yaşamakta, Ankara’ya gelmeyi akıllarına bile getirmezlerdi. Bildiğim
tepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü mensup- kadarı ile, Ankara’da yaşayan tek bir serbest seramik sanatçısı vardı:
larının merhum Profesör Hamiye Çolakoğlu’nun kurduğu geleneği Hamiye Çolakoğlu. Fakülteye seramik bölümünü kurmak üzere ken-
sürdürdüğünü gözlemleyerek, Bölümün emin ellerde olduğunu gör- disine yaptığımız davetimizi kabul ettirmek hayli zor oldu ama fakül-
mek beni ayrıca mutlu etti. Rahmetli Çolakoğlu öğrencilerine ve genç teye katıldıktan sonra, bölümü kurmak üzere gerekenleri sağlamak
meslektaşlarına, çevrelerine ve kendilerine farklı bir göze bakmayı, için kişisel çevresini harekete geçirdi. Sıra, Bölümün akademik kadro-
böylece de duyarlılıklarını arttırarak yapıtlarında daha yaratıcı ola- sunu kurmaya gelmişti. Burada merhum Profesör Hamiye Çolakoğlu
bilmelerini öğretirdi. Zira. 19. Yüzyıl Fransız yazar Alfred Tonelle’in ile birlikte, Bölümün diğer merhum öğretim üyeleri Profesör Kaya
dediği gibi, “Sanatçı çevresini olduğu gibi değil, kendisi gibi görür.” Di- Özsezgin ve Profesör Dr. Sıtkı Erinç’i rahmetle anmak isterim. Nur
ğer bir deyişle, sanat kendini tanımaktır. Sanat insan düşünceleri ile içinde yatsınlar. Ayrıca Bölüme değerli hizmetleri olan ve Bölümün
karmaşık duyguları arasında bir köprü, bir denge oluşturduğu içindir ilk elemanları arsında yer alan Profesör Nazan Sönme ve Bölümün ilk
ki, başarılı insanların gelişimi için sanat çok önemli bir gereksinimdir. asistanları Yüksel Öcal, Berna Orhon ve Banu Eroltuğ şükranla anmak
isterim.
Bugün sizlere genel olarak sanat, ya da özel olarak seramik sanatın-
dan bahsetmeyeceğim. Onun yerine bu Fakülte’nin nasıl kurulduğu-
nu anlatacağım.
5