Page 4 - macsabal 2018son
P. 4
Hacettepe Üniversitesi Atatürk’ün inancına göre, kendine ait sanatı, ya da sa-
Güzel Sanatlar Fakültesi natçıları olmayan bir milletin ayakta kalması söz ko-
nusu bile edilemezdi. Bu nedenle de sanata çok önem
Sloganı “Barış için Sanat” olan 8. Macsabal Sempoz- veren bu büyük önderin düşüncelerine uygun olarak,
yumu’nda konuşma yapmak üzere beni davet ederek 1982 yılında yeni Üniversite Yasası ile Ankara’daki ilk
onurlandıran Sempozyum Düzenleme Kuruluna çok te- Güzel Sanatlar Fakültesini kurma görevi Hacettepe
şekkür ederim. Dünya çapında terör ve şiddet olayla- Üniversitesi’ ne verilmiş, ben de kurucu dekan olarak
rının ve savaşların yaşandığı günümüzde bundan daha atanmıştım. Çok zorlu, ama aynı oranda da onurlu bir
iyi bir slogan olamayacağı kanısındayım. Bu tür toplan- görev beni bekliyordu.
tılar din, milliyet ve kişisel değerler ötesinde dünyanın
değişik ülkelerinden kişileri bir araya getirerek, birlikte Fakülteyi kurmak için alana ve öğrencileri yetiştirecek
yaşamayı, karşılıklı etkileşimi ve yaratıcılığı paylaşmayı öğretim kadrosuna gerek vardı. Ankara’da bu kadroyu
sağlayarak oluşturacakları hoşgörü, saygı, iş ortaklığı, oluşturabilmek için. 1932 yılında kurulan Gazi Eğitim
arkadaşlık ve diyalog kültürü ile dünya barışına giden Enstitüsü tek kaynağımızdı. Şansımız, enstitüde devlet
yolu hazırlayabilirler. Ayrıca bu tür toplantıların, gele- bursu ile değişik Avrupa ülkelerinde farklı sanat dal-
cekte olumsuzlukların esiri olmak istemeyen gençlere larında eğitim görmüş, sanatçı öğretmenlerin görev
yeni umutlar ve olanaklar sunduğuna da inanıyorum. yapıyor olmasıydı. Neyse ki Fakülteye davet ettiğimiz
Böylesine başarılı bir Sempozyum düzenleyen Seramik değerli hocalar Resim, Heykel ve Grafik Bölümlerini
Bölümünün mensuplarıyla gurur duyduğumu da dile kurmak üzere bize katıldılar. Ancak Enstitüde seramik
getirmek isterim. Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanat- programı yoktu. O tarihte tüm seramik sanatçıları Is-
lar Fakültesi Seramik Bölümü mensuplarının merhum tanbul’da yaşamakta, Ankara’ya gelmeyi akıllarına bile
Profesör Hamiye Çolakoğlu’nun kurduğu geleneği getirmezlerdi. Bildiğim kadarı ile, Ankara’da yaşayan
sürdürdüğünü gözlemleyerek, Bölümün emin ellerde tek bir serbest seramik sanatçısı vardı: Hamiye Ço-
olduğunu görmek beni ayrıca mutlu etti. Rahmetli Ço- lakoğlu. Fakülteye seramik bölümünü kurmak üzere
lakoğlu öğrencilerine ve genç meslektaşlarına, çevre- kendisine yaptığımız davetimizi kabul ettirmek hayli
lerine ve kendilerine farklı bir göze bakmayı, böylece zor oldu ama fakülteye katıldıktan sonra, bölümü kur-
de duyarlılıklarını arttırarak yapıtlarında daha yaratıcı mak üzere gerekenleri sağlamak için kişisel çevresini
olabilmelerini öğretirdi. Zira. 19. Yüzyıl Fransız yazar harekete geçirdi. Sıra, Bölümün akademik kadrosunu
Alfred Tonelle’in dediği gibi, “Sanatçı çevresini olduğu kurmaya gelmişti. Burada merhum Profesör Hamiye
gibi değil, kendisi gibi görür.” Diğer bir deyişle, sanat Çolakoğlu ile birlikte, Bölümün diğer merhum öğre-
kendini tanımaktır. Sanat insan düşünceleri ile karma- tim üyeleri Profesör Kaya Özsezgin ve Profesör Dr. Sıtkı
şık duyguları arasında bir köprü, bir denge oluşturdu- Erinç’i rahmetle anmak isterim. Nur içinde yatsınlar.
ğu içindir ki, başarılı insanların gelişimi için sanat çok Ayrıca Bölüme değerli hizmetleri olan ve Bölümün ilk
önemli bir gereksinimdir. elemanları arsında yer alan Profesör Nazan Sönme ve
Bölümün ilk asistanları Yüksel Öcal, Berna Orhon ve
Bugün sizlere genel olarak sanat, ya da özel olarak se- Banu Eroltuğ şükranla anmak isterim.
ramik sanatından bahsetmeyeceğim. Onun yerine bu
Fakülte’nin nasıl kurulduğunu anlatacağım.
4